Aydın ve Hüdavendigâr vilayetlerinde XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren keşfedilen krom madenlerini işletenler, cevheri Avrupa’da anlaştıkları şirketlere gönderdiler. İmtiyaz sahipleri, madenin nakli için mukavelenamelerde üstlendikleri vergi ve harçları ödememek için birtakım usulsüzlüklere başvurdular.
İngiltere’ye geçirilen cevherin tonilatosunun olduğundan düşük gösterilmesi en çok başvurulan hile yöntemiydi. Madenin arama sürecinde bir miktar ihraç hakkı verilen bazı imtiyaz sahiplerinin bu sınırı ve süreyi aşmak suretiyle Avrupa’ya kaçak maden geçirmesi de bir diğer kaçakçılık yoluydu.
Maden hukukundaki düzenlemelerle bu önemli cevherin ihracından sağlanacak vergi gelirlerini artırmayı amaçlayan Osmanlı Hükümeti ise krom madeninin kaçak yollardan Avrupa’ya ihracını önlemek için birtakım tedbirler aldı. 1887 ve 1896 Maden Nizamnamelerinde, madenin ihracında hile yaptığı tespit edilen imtiyaz sahipleri için nakdî ceza öngörüldü. Bunun yanı sıra madenlerin doğru ölçülmesini sağlaması için memurlar tayin edilerek gümrük kontrolü sağlanmaya çalışıldı. Alınan tüm tedbirlere rağmen kaçakçılığın önüne geçilemedi. Sektörde rekabet halinde olan imtiyaz sahipleri, birbirlerini ihbar yoluyla hükümeti kaçakçılıktan haberdar ettiler. Patersonların Glasgow’a kaçak yollardan cevher gönderdiği tespit edilse de siyasi ve ekonomik baskılar nedeniyle gerekli yaptırımlar uygulanamadı.
XIX. yüzyılın sonlarında İngiltere ile bozulan ilişkilerin paralelinde Almanya ile siyasi ve ekonomik olarak kurulan yakınlık, krom madeni ihracını da etkiledi ve Türk kromları, XX. yüzyılın başında, özellikle I. Dünya Savaşı sırasında Almanya’ya ve Krupp Fabrikası’na gönderildi.
Anahtar Kelimeler: Krom madeni, kaçakçılık, Avrupa, Paterson, Krupp
DOI Number: 10.9737/hist.2020.955
|