Demokratik rejimlerle yönetilen ülkelerde sorunların üstesinden gelmek için mucize bir ilaç aranmaz ya da bir sihirbaza gerek duyulmaz, sistem ihtiyacı olan ilacı da gerek duyulan adamı da kurumsallaşmanın beraberinde getirdiği artı değerler sayesinde gerektiği zaman çıkarma imkânına sahiptir.
Türkiye’de yaşanan askeri darbeler ve müdahaleler sonucunda meclis ve siyasi partiler ya kapatılmış ya da zarar görmüştür. Böyle olunca da hem demokrasi hem de siyasi partiler kurumsallaşamamış ve kitleler “partiden çok bir liderin peşine” düşmüşlerdir yani liderler partilerin önüne geçmişlerdir. İkinci adamlar yetişmemiş, partiye ve ilkelere bağlılık diye bir şey kalmamıştır. Bunun sonucunda siyasette adı resmen konulmamış bir tür liderler rejimi ortaya çıkmıştır. 12 Eylül 1980 darbesinde de askeri yönetim, meclisi ve siyasi partileri feshetmiş, 1982 Anayasası’na eklediği geçici bir maddeyle de 12 Eylül öncesi politikacılarına siyaset yasağı getirmiştir.
Bu çalışmada dönemin süreli yayınları temel alınmış, telif eserlerden de istifade edilmiştir. Çalışmada siyasilere yasak getiren ve bir darbe ürünü olan 1982 Anayasası’nın Geçici 4. Maddesine karşı Türkiye’deki sol siyasetin önde gelen isimleri olan Erdal İnönü ve Bülent Ecevit’in nasıl bir davranış sergiledikleri ilkeler ve çıkarlar bağlamında ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Erdal İnönü, Bülent Ecevit, Siyaset Yasakları, Basın
DOI Number: 10.9737/hist.2021.989
|