921 Moskova Antlaşması ile 17 Aralık 1925 Dostluk ve Tarafsızlık (Saldırmazlık) Paktı, Türk-Sovyet ilişkilerinde önemli kilometre taşlarındandır. Türkiye ve Sovyet Rusya, karşılıklı dış politikalarını II. Dünya Savaşı sonlarına kadar 1925 Saldırmazlık Paktı temeline oturtmuşlardır. Ancak iki ülke arasındaki ilişkiler, 1936’daki Montreux Konferansı görüşmelerinde kırılmaya başlamış, Sovyetlerin, 1939 yılında güvenliğini bahane göstererek Boğazlar Statüsünde değişiklik isteğinde bulunması ise bu kırılmanın daha da belirginleşmesine neden olmuştur. Bu durum, Türkiye, İngiltere ve Fransa arasında Karşılıklı Yardım Antlaşması’nın (Üçlü Pakt) imzalamasını kolaylaştırmıştır. Savaş boyunca denge politikasını izleyen Türkiye, Müttefiklerin ve Sovyetlerin baskılarına rağmen savaşın dışında kalmayı başarmış ancak bu durum savaşın galip tarafında yer alan Sovyetlerin, Türkiye ile ilişkilerine olumsuz yansımıştır. Bunun bir sonucu olarak Sovyetler, 19 Mart 1945 tarihinde, 1925 Dostluk ve Tarafsızlık (Saldırmazlık) Paktı Antlaşması’nı uzatmayacağını bildirmiş ve 1921 Moskova Antlaşması’na aykırı olarak da, Türkiye’den Kars ve Ardahan illerini istemiştir. Sovyetlerin bu taleplerine kendi çabaları ile karşılık veren Türkiye, savaş olasılığı belirince Amerika önderliğindeki Batı Blok’una yakınlaşmıştır. Bu çalışmada, Türkiye ile Sovyetler arasında imzalanan Saldırmazlık Paktının iptali meselesi ile Sovyetlerin, Boğazlar ve arazi terki konularındaki taleplerinin Amerikan kamuoyunda nasıl karşılık bulduğu sorusu, ABD basını üzerinden incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Sovyetler Birliği, Türkiye, Saldırmazlık Paktı, Boğazlar, Montreux, Amerikan Kamuoyu, Amerikan Basını.
DOI Number: 10.9737/hist.2019.773
|