Tarihin ve tarihçinin konu edindiği hususlardan birisi olan ölümün toplumlara pek çok yansıması olmuştur. Bu yansımalardan birisi de hükümdarların vefatı sırasında ve sonrasında neler yaşandığıdır ki, çalışmanın temeli de buraya istinat etmektedir. Sultanın ölümüyle devletin veya hanedanın geleceğinin nasıl şekillendiğini ortaya çıkarmak hedefine dönük olarak Delhi Türk Sultanlarının ölümünü inceleyen bu çalışma onların nasıl ve ne şekilde hayatlarını kaybettiğini ele almaktadır. Delhi sultanlarının, askerî talim sırasında, mücadele esnasında, hastalık sonucunda, tutsak altındayken ve suikast sonucunda öldükleri anlaşılmaktadır ki, çalışma da bu alt başlıklar etrafında şekillenmiştir. Kutbîler hanedanından başlayarak (1206) Halaçların sonuna kadar (1320) Delhi tahtında kalan sultanların kısaca siyasi ve idari faaliyetlerine yer verildikten sonra ölümleri ele alınmıştır. Aybek, İl-tutmuş, Balaban, Celâleddîn Fîrûz ve Alâeddin Muhammed gibi kudretli hükümdarların ardından Delhi’de ve ona bağlı olarak idare edilen yerlerde karışıklıkların yaşandığı görülmektedir. Bu bağlamda adı geçen sultanların vefatı sadece ailelerini değil, devletin geleceğini de etkilemiştir. İl-tutmuş sonrası tahta çıkan çocuklarının amansız mücadelesi, önce tutsak edilmelerine ardından da öldürülmelerini beraberinde getirmiştir. İl-tutmuşun sağladığı istikrar, çocuklarıyla birlikte bir kargaşa halini almıştır. Nispeten Nâsıreddîn Mahmud (1246-1266) döneminde istikrar ve toparlanma sağlanmıştır. Çalışma neticesinde, tahta çıkan sultanların pek çoğunun çocuk veya genç yaşta tahta çıktıklarını söylemek mümkün olduğu gibi ölümleri de çok genç yaşta olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Alâeddîn, Aybek, Balaban, Celâleddîn, İltutmuş, Kutbeddîn, Raziye
DOI Number: 10.9737/hist.2021.1001
|